DELİLİĞİN DAĞLARINDA (AT THE MOUNTAİNs OF THE MADNESS)
H.P.Lovecraft ın eseri olan kitap Miskatonic Üniversitesi’ den bir gurup bilimadamının Antartika ya yaptığı araştırma gezisini konu alır.
Bilimadamlarından birinin yaptığı son teknoloji sondaj makinesini kullanarak fosil örnekleri ararlar.Birkaç tane uçak ve kamp malzemesi ile grup ayrılır.[spoiler]Birbirleryle telsiz ile haberleşirler. Bir gurup, uçak ile haritalama amacıyla gezerken bu uçsuz bucaksız dağları keşfederler.Bu dağlar belkide Himayalardan bile yüksektir ve büyüktür. Değişik geometrik şekiller olduğunu keşfederler bu dağlarda. Yazar bunları ayrıntılar ile anlatıyor.
Bu dağlara iniş yaptıktan sonra çok ilginç fosiller kalıntılar bulurlar.BUnları kampa getirip incelerler.İncelemelerini telsiz ile diğer gruplara aktarırlar. Herkes çok heyecanlanmıştır.Bu heyecana dayanamayıp kampa giderler.Diğer gurup kampa gittiklerinde kampı dağılmış olarak bulurlar. Ortada dağılmış bir kamp pis bir koku bulunmaktadır,buluntularda yoktur. Üzüntü ve merak içinde araştırmalarına devam ederler.Dağların üstünden uçakla geçerken iniş yapabilecekleri bir alan bulurlar.Sadece iki kişidirler. Dağlarda yürüyüş yaptıkça bu geometrik şekillerin aslında doğal olmadığını birilerinin yaptığını anlarlar.Ancak çok eskidir.İnsanlardan bile… 2 kişi de ecronomicon kitabını ve içeriğini bilmektedirler.Bu geometrik şekilleri aslında eskilerin yapmış olabileceğini ve bulunan kalıntılarında Shoggothlar olabileceğini anlarlar…Kitapta diyalog çok az,sayfalarca bu dağları ve geometrik şekilleri anlatır yazar.Okurken sıkıldım,sadece sonu heyecanlıydı. Tek artı yönü eskileri anlatması.