Son okuduğum kitap,FBI ajanı Marie Parks’ın son ilgilendiği davanın aslında ne kadar büyük bir sırrı sakladığını anlamasıyla başlar.Parks FBI da seri katilleri yakalamakla görevlidir.Parks’ın diğer ajanlardan farkı doğaüstü yeteneğidir.Bu yetenek ile seri katilleri ve kayıp kurbanları bulmaktadır. Son görevinde yine başarılı olur ancak katil ile ilgili bilgi edindikçe asırlardan beri saklanmış bir sırrın farkına varır.Çok gizli bir örgütün bu sırrı ortaya çıkarması dünyadaki dengeleri bozabilecek ölçüdedir.Bu örgüt Şeytanın İncili’ni aramaktadır.Sadece örgüt değil kötü varlıklarda aramaktadır.Parks hem bu örgüt ile hemde bu kötü varlıklar ile mücadele etmek zorunda kalır.Polisiye mücadele onun için sorun olmaz ancak bu varlıklarla mücadele etmek güçtür.Yolları bu konu ile ilgilenen Perder Carzo ile kesişir.Kitabın izini sürerler.Bu iz onları hiç gitmedikleri yerlere açılan bir yola sürer. Manastırlardan, kiliselerden,gizli odalardan,geçen bu yolda zaman kavramı da kalmamıştır.Geçmişte neler yaşandığını sadece o anı yaşayarak öğrenebilirler.Kitap heyecan verici,merak uyandırıcı.Zorda kalınca pes etmemek,yardımlaşma ve araştırma duygusu bizi nasıl yönlendirdiğini görüyoruz.Sır saklamak için insanların nasıl kendilerini feda ettiklerini ve bu fedakarlıların sonuçlarını okuyoruz.Bu tarz kitaplar son dönemlerde çok popüler oldu.Diğerlerinden ayıran özelliği Marie Parks karakteri.Yazar bu karakteri dolu şekilde oluşturmuş,iyi tanıtmış.Kitapta atmosfer betimlemeleri çok güzel,zihnimizde kolayca şekil oluşturuyoruz.Başarılı bir kitap. Tavsiye ederim.
Buna benzer Şeytanın İncili diye tabir edilen 1230’lu yıllarda yazılmış Codex Gigas isimli bir kitap vardır.Hakkında belgeseller yapılmıştır.